Ahmet Erkut 29 Aralık, 19:40 Yanıtla
1978 yılları... Bilecik ilinin şirin bir kazası olan Pazaryeri’nde ikamet etmekteyiz. Evimizde kiracı olarak oturan bir de müftü ağabeyimiz var. Gürbüz Ağabey. Güler yüzlü ama vakur, yüzüne bakınca insanın içini rahatlatan biri.
Ne zaman aklıma bir fıkhi mesele takılsa sorardım.
Ama her defasında da aynı cevabı alırdım:
-Sen istersen akşama bize gel, o meseleyi daha rahat konuşuruz.
O yıllarda namaza yeni başlamıştım. Bilmediğim çok konu vardı. Müftü de hazır yakınımdayken kafama ne takılırsa soruyordum.
Mesela kaza namazı borcu bulunanların, namaz vakitlerinde sünnet kılarken, geçmişte kılamadığı kaza namazının farzına diye niyet ederek kıldığı zaman, hem kaza borcunu ödemiş olacağını hem de yine sünnet sevabı alacağını ondan öğrenmiştim.
Gürbüz Ağabey gençliğinde Necip Fazıl Kısakürek’le tanışmış biriydi. Gülümseyerek anlatırdı.
Adının Gürbüz olduğunu söyleyince Üstad demiş ki:
-O isim değil ki sıfat.
İlçemizde bir de Çarşı Camii şerifinde imamlık yapan Zülfü Hoca’mız vardı. Tecvidiyle birlikte Kur’an-ı kerimi okumayı da ondan öğrenmiştim. Müftü Gürbüz Ağabey ile bu Zülfü Hoca, birbirlerine kardeşten öte bir sevgiyle bağlıydı. Onları ilk gören bu bağlılığı hemen anlardı.
Bir gün cami imamı Zülfü Hoca,
Tâm İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabının yazarı Muhammed Sıddık Gümüş’ten bahsetmiş Gürbüz Ağabeye. O’nun İstanbul’da ikamet etmekte olduğunu söylemiş. Gürbüz Ağabey de bu merakla aybaşında İstanbul’a gitmiş. Tabii maksadı bu mübarek zatı da ziyaret etmek... Fakat imkân bulamıyor ve göremeden geri dönüyor. Bu duruma gerçekten çok üzülüyor.
Ne yapsın, bir daha görebilmesi için tekrar bir aybaşını daha beklemesi lazım. Sabır sabır, yürekte hasret ikinci aybaşı geliyor. İkinci aybaşı geldiğinde içinde bir heyecan tekrar düşüyor yola.
Ver elini İstanbul... Bu kez acaba onu görecek mi? Ya yine görmek imkânı bulamazsa... Bir kerecik görse ne olur... Ne çare, hangi arkadaşa rica etti ise kimse alıp da o mübarek zata götüremiyor.
Gürbüz Ağabey, kalbi kırık, gönlü yaralı, boynu bükük, üzüntülü bir şekilde yine geri dönüyor. O akşam o kadar hüzünleniyor ki tarifi yok. Yatsı namazından sonra açıyor ellerini, gözyaşları içersinde yalvarıyor:
“Ya Rabbi!.. İçimdeki hasreti biliyorsun. Kimseye halimi anlatamıyorum. Onu görmek, tanışmak istiyorum ama göremiyorum...
Resulullah Efendimizin hürmetine, o iki cihan sultanının hürmetine...
Bana o mübarek zatı görmeyi ihsan eyle Allah’ım!”
Gözyaşları sicim gibi... Hıçkıra hıçkıra dua ediyor... Daha o gece... Rüyasında Âlemlerin Efendisi, Sevgili Peygamberimizi görüyor. Evin içine, omuzlarında güneş gibi parlayan ve gözleri kamaştıran bir nur ile giriyor. Bir teselli sayhası kulaklarında:
“Üzülme evladım, arzuna kavuşacaksın inşallah...”
Gündüz hayalinde olanın gece düşünde ne olabilir ki... Gürbüz Ağabey bu müjdeye, tarif edemediği bir sevinç ve mutluluk içinde uyanıyor.
Aradan 2-3 gün geçiyor. Zülfü Hoca, Müftü Gürbüz Ağabeyi akşam yemeğine davet ediyor.
Akşam davete gittiğinde bir de ne görsün?
Bir kerecik görmek için günlerce, aylarca giryan eylediği M. Sıddık Gümüş Efendi orada değil mi?
Şaşkınlıkla sevinç gönüllerde birbirine alışadursun, Gürbüz Ağabey “Hocam!” diye büyük bir edeple eline varıyor...
Yemekte de kendisiyle yan yana oturuyor. Ama işte olan da orada oluyor.
O mübarek zat, Gürbüz Ağabeyin kulağına eğilip diyor ki:
“Sakın bir daha bizi Peygamber
Efendimize şikâyet etmeyin olur mu kardeşim?”
30 Aralık 2009 Çarşamba
22 Aralık 2009 Salı
Flora-x
Flora x
ZEYTİNDE ÇİÇEK DÖKÜMÜNÜ ENGELLEMEK, MEYVE TUTUMUNU ARTIRMAK, ÜRÜNDE KALİTE VE KUANTİTE ARTIŞI SAĞLAMAK İÇİN
AŞAĞIDAKİ UYGULAMALAR YAPILMALIDIR..
flora-x ve faydaları
1.- MART AYI İÇERSİNDE HAVALARIN ISINMASIYLA BİRLİKTE
BAKIRLI PREPERATLARLA BERABER
HALKALI LEKE HASTALIĞINA KARŞI
100 LİTRE SUYA 40 CC flora-x
2.-NİSAN SONU-MAYIS BAŞI ZEYTİN GÜVESİ VE PAMUKLU BİT MÜCADELESİ İLE BİRLİKTE
100 LİTRE SUYA 50 CC flora-x +microelement(hortilon)+FOSFORLU YAPRAK GÜBRESİ.
3.-MEYVE TUTUMUNU TAKİBEN ZEYTİN GÜVESİ MÜCADELESİ İLE BİRLİKTE ÜRE AZOTU+ micro element( Gelecek yıl meyve tutumunu sağlayacak sürgünün oluşması için)
4.-TEMMUZ AĞUSTOS AYLARINDA AŞIRI SICAKLARA KARŞI BİTKİNİN DİRENCİNİ ARTIRMAK VE MEYVE GELİŞİMİNİ HIZLANDIRMAK İÇİN..
GECE UYGULAMASI OLARAK
100 LİTRE SUYA 50 CC. Flora-x+ potasyumlu yaprak gübresi
5.-ZEYTİNE YAĞ YÜRÜMEĞE BAŞLADIĞINDA
ZEYTİN SİNEĞİ MÜCADELESİ İLE BERABER
POTASYUM AĞIRLIKLI YAPRAK GÜBRESİ
Flora-x UYGULAMASI YAPILAN AĞAÇLARDA MEYVE TUTUMUNDA ARTIŞ GÖZLENMİŞ.
AĞAÇLARDAKİ HASTALIK BELİRTİLERİ DE ORTADAN KALKMIŞTIR.
BİR ÖNCEKİ YIL FLORA-X UYGULAMASI YAPILAN AĞAÇLARDA DA GÖZLE GÖRÜLÜR BİR ZENGİN MEYVE VE SAĞLIKLI DURUM GÖZLENMİŞTİR.
Flora x hıc bır sekılde kımyasal madde ıcermez henuz muadılı uretılememıstır.daha ayrıntılı bılgı ıcın www.flora-fit.com adresıne basvurabılırsınız.
ZEYTİNDE ÇİÇEK DÖKÜMÜNÜ ENGELLEMEK, MEYVE TUTUMUNU ARTIRMAK, ÜRÜNDE KALİTE VE KUANTİTE ARTIŞI SAĞLAMAK İÇİN
AŞAĞIDAKİ UYGULAMALAR YAPILMALIDIR..
flora-x ve faydaları
1.- MART AYI İÇERSİNDE HAVALARIN ISINMASIYLA BİRLİKTE
BAKIRLI PREPERATLARLA BERABER
HALKALI LEKE HASTALIĞINA KARŞI
100 LİTRE SUYA 40 CC flora-x
2.-NİSAN SONU-MAYIS BAŞI ZEYTİN GÜVESİ VE PAMUKLU BİT MÜCADELESİ İLE BİRLİKTE
100 LİTRE SUYA 50 CC flora-x +microelement(hortilon)+FOSFORLU YAPRAK GÜBRESİ.
3.-MEYVE TUTUMUNU TAKİBEN ZEYTİN GÜVESİ MÜCADELESİ İLE BİRLİKTE ÜRE AZOTU+ micro element( Gelecek yıl meyve tutumunu sağlayacak sürgünün oluşması için)
4.-TEMMUZ AĞUSTOS AYLARINDA AŞIRI SICAKLARA KARŞI BİTKİNİN DİRENCİNİ ARTIRMAK VE MEYVE GELİŞİMİNİ HIZLANDIRMAK İÇİN..
GECE UYGULAMASI OLARAK
100 LİTRE SUYA 50 CC. Flora-x+ potasyumlu yaprak gübresi
5.-ZEYTİNE YAĞ YÜRÜMEĞE BAŞLADIĞINDA
ZEYTİN SİNEĞİ MÜCADELESİ İLE BERABER
POTASYUM AĞIRLIKLI YAPRAK GÜBRESİ
Flora-x UYGULAMASI YAPILAN AĞAÇLARDA MEYVE TUTUMUNDA ARTIŞ GÖZLENMİŞ.
AĞAÇLARDAKİ HASTALIK BELİRTİLERİ DE ORTADAN KALKMIŞTIR.
BİR ÖNCEKİ YIL FLORA-X UYGULAMASI YAPILAN AĞAÇLARDA DA GÖZLE GÖRÜLÜR BİR ZENGİN MEYVE VE SAĞLIKLI DURUM GÖZLENMİŞTİR.
Flora x hıc bır sekılde kımyasal madde ıcermez henuz muadılı uretılememıstır.daha ayrıntılı bılgı ıcın www.flora-fit.com adresıne basvurabılırsınız.
ÖMER OSMAN KORKMAZ' dan alınan bir yazı..
Sağlıklı ve Uzun Yaşamın Sırları
Sağlıklı ve uzun yaşamanın yolu, insülin direncini anlamaktan geçiyor. Hastalıkların ve yaşlanmanın temel nedeni, ne kolesterol, ne trigliserit, ne de yağdır. İnsülin direncidir, şekerdir, glikozdur. Beslenme düzeninizi, aşağıdaki şekilde değiştirin, sağlıklı ve uzun yaşayın.
________________________________________
Asla şeker kullanmayın. Şeker, meşrubat, çikolatayı hayatınızdan tamamen çıkarın. Şayet, canınız çok çekerse, ayda bir, bunları istediğiniz kadar yiyin için.
Ama, diğer zamanlarda, bunları asla ağzınıza sürmeyin.
________________________________________
Karbonhidrat alımını azaltın.
(hamurlu yiyecekler, pilav, makarna, fasulye, nohut gibi baklagiller)
________________________________________
Sebze ve meyve ağırlıklı beslenin, ama tatlı meyvelerden az yiyin.
________________________________________
Haftada 2 kez, mutlaka,
kırmızı et ve yumurta yiyin.
________________________________________
Ekmek olarak, sadece,
tam buğday ekmeği yiyin.
________________________________________
Sadece, sızma zeytinyağını kullanın. Ölçülü olmak şartıyla tereyağı da kullanabilirsiniz.
________________________________________
Kızartmalardan kaçının,
haşlamayı tercih edin.
________________________________________
Rafineri tuz kullanmayın, sadece "Himalaya Kristal Tuz"unu kullanın.
________________________________________
Mutlaka, günde 2-3 litre,
pH'ı yüksek su için.
________________________________________
Mutlaka Omega-3 yağı alın.
________________________________________
Sabah 2, akşam 2 yemek kaşığı elma sirkesini suya karıştırarak için.
________________________________________
Günde, 2 diş Taşköprü sarımsağını çiğneyerek yiyin.
________________________________________
Kabuklarıyla beraber yarım limon yiyin (çekirdeklerini yutmayın).
________________________________________
________________________________________
Öncelikle, hasta olmanın önüne geçmeliyiz. Bunun için de,doğru beslenmeyi öğrenmeliyiz. Doğru beslenmeyi öğrendiğimizde, "Yediklerimiz ilaçlarımız olacaktır". Ayrıca, hasta olan birinin de, doğru beslenmek suretiyle, sağlığına daha hızlı kavuşacağını unutmayınız.
Sağlıklı ve uzun yaşamanın yolu, insülin direncini anlamaktan geçiyor. Hastalıkların ve yaşlanmanın temel nedeni, ne kolesterol, ne trigliserit, ne de yağdır. İnsülin direncidir, şekerdir, glikozdur. Beslenme düzeninizi, aşağıdaki şekilde değiştirin, sağlıklı ve uzun yaşayın.
________________________________________
Asla şeker kullanmayın. Şeker, meşrubat, çikolatayı hayatınızdan tamamen çıkarın. Şayet, canınız çok çekerse, ayda bir, bunları istediğiniz kadar yiyin için.
Ama, diğer zamanlarda, bunları asla ağzınıza sürmeyin.
________________________________________
Karbonhidrat alımını azaltın.
(hamurlu yiyecekler, pilav, makarna, fasulye, nohut gibi baklagiller)
________________________________________
Sebze ve meyve ağırlıklı beslenin, ama tatlı meyvelerden az yiyin.
________________________________________
Haftada 2 kez, mutlaka,
kırmızı et ve yumurta yiyin.
________________________________________
Ekmek olarak, sadece,
tam buğday ekmeği yiyin.
________________________________________
Sadece, sızma zeytinyağını kullanın. Ölçülü olmak şartıyla tereyağı da kullanabilirsiniz.
________________________________________
Kızartmalardan kaçının,
haşlamayı tercih edin.
________________________________________
Rafineri tuz kullanmayın, sadece "Himalaya Kristal Tuz"unu kullanın.
________________________________________
Mutlaka, günde 2-3 litre,
pH'ı yüksek su için.
________________________________________
Mutlaka Omega-3 yağı alın.
________________________________________
Sabah 2, akşam 2 yemek kaşığı elma sirkesini suya karıştırarak için.
________________________________________
Günde, 2 diş Taşköprü sarımsağını çiğneyerek yiyin.
________________________________________
Kabuklarıyla beraber yarım limon yiyin (çekirdeklerini yutmayın).
________________________________________
________________________________________
Öncelikle, hasta olmanın önüne geçmeliyiz. Bunun için de,doğru beslenmeyi öğrenmeliyiz. Doğru beslenmeyi öğrendiğimizde, "Yediklerimiz ilaçlarımız olacaktır". Ayrıca, hasta olan birinin de, doğru beslenmek suretiyle, sağlığına daha hızlı kavuşacağını unutmayınız.
9 Aralık 2009 Çarşamba
İNSAN HAKLARI
Dünya İnsan Hakları Günü hakkında genel bilgi
1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, “insan haklarının anayasası” olarak tanımlanır. İnsanın doğuştan sahip olduğu kişisel hak ve özgürlükleri tanımlar, her insanın yasa önünde eşit olduğunu, işkenceye, kötü muameleye ve onur kırıcı cezalara tabi tutulamayacağını ilan eder. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda uluslararası toplum tarafından sürdürülen çabalara yol gösterici işlevini bugün de sürdürür. 1948’de kabul edildiği tarih 10 Aralık her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanır. BM’nin altı temel insan hakları sözleşmesi vardır:Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası SözleşmesiEkonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesiİşkenceye Karşı SözleşmeIrk Ayrımcılığının Önlenmesi SözleşmesiKadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi SözleşmesiÇocuk Hakları SözleşmesiTürkiye, Birleşmiş Milletler çerçevesinde oluşturulan temel insan hakkı sözleşmelerini tümüne taraftır.
1948 YILINDAN SENELER ÖNCE, MİLADİ 632 YILINDA,
SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ VEDA HUTBESİNDE ŞÖYLE BUYURMAKTADIR..
Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.
Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:
- Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız.
- Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz.
- Zina etmeyeceksiniz.
- Hırsızlık yapmayacaksınız.
1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, “insan haklarının anayasası” olarak tanımlanır. İnsanın doğuştan sahip olduğu kişisel hak ve özgürlükleri tanımlar, her insanın yasa önünde eşit olduğunu, işkenceye, kötü muameleye ve onur kırıcı cezalara tabi tutulamayacağını ilan eder. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda uluslararası toplum tarafından sürdürülen çabalara yol gösterici işlevini bugün de sürdürür. 1948’de kabul edildiği tarih 10 Aralık her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanır. BM’nin altı temel insan hakları sözleşmesi vardır:Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası SözleşmesiEkonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesiİşkenceye Karşı SözleşmeIrk Ayrımcılığının Önlenmesi SözleşmesiKadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi SözleşmesiÇocuk Hakları SözleşmesiTürkiye, Birleşmiş Milletler çerçevesinde oluşturulan temel insan hakkı sözleşmelerini tümüne taraftır.
1948 YILINDAN SENELER ÖNCE, MİLADİ 632 YILINDA,
SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZ VEDA HUTBESİNDE ŞÖYLE BUYURMAKTADIR..
Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.
Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız:
- Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız.
- Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz.
- Zina etmeyeceksiniz.
- Hırsızlık yapmayacaksınız.
1 Aralık 2009 Salı
BAL VE TARÇIN KARIŞIMI
BAL VE TARÇINLA GELEN ŞİFA
Bal ve Tarçın karışımı birçok hastalığa iyi gelmektedir. Eski Yunan tıbbında olduğu kadar Ayurvedik tıpta da Bal, asırlarca hayati ilaç olarak kullanılmıştır. Bugünün bilim adamları birçok hastalıkların tedavisinde Balı çok etkili bir ilaç olarak kabul etmişlerdir. Bal her türlü hastalıkta herhangi bir yan etkiye sebep olmaksızın kullanılabilmektedir. Bugünün tıp ilmi, balın tatlı olmasına karşın doğru dozlarda alındığında şeker hastaları için tehlikeli olmadığını kabul etmektedir. Kanada da yayımlanan ünlü Weekly World News dergisinin 17 Ocak 1995 tarihli sayısında batılı araştırmacılar tarafından bal ve tarçınla tedavi edilen hastalıkların listesini yayınlamıştır.
ARTRİTBir kısım Balı 2 kısım ılık su içerisine koyup üzerine bir çay kaşığı toz Tarçın ilave ederek bir krem elde edilir. Bununla vücudun ağrıyan yerlerine masaj yapılır. 1-2 dakika içerisinde ağrının azaldığını göreceksiniz.Artritli hastalar, bir bardak sıcak su içerisinde 2 kaşık Bal ve bir çay kaşığı toz Tarçını eritip sabah, akşam alabilirler. Eğer düzenli olarak alırlarsa Kronik Artriti olan hastalar bile tedavi olabilirler.Kopenhag Üniversitesinde yapılan bir araştırmada; kahvaltıdan önce bir yemek kaşığı bal ve ½ çay kaşığı toz tarçını alan 200 hastadan 73 ü bir hafta içerisinde şifa bulmuşlar, geri kalan yürüyemeyen ve hareket edemeyen hastalar da bir ay içerisinde şifa bulmuşlardır.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİHer gün kullanılan bal ve tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virüs saldırılarına karşı korur.Araştırmacılara göre bal, birçok vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir. Balın düzenli kullanılması, akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve virüslerle savaşan, korpuskülleri de kuvvetlendirir.DİŞ AĞRISIBir kaşık toz tarçın ve 5 tatlı kaşığı bal karışımı ağrıyan dişe tatbik edilir. Ağrı kesilene kadar günde üç defa tatbik edilir.HAZIMSIZLIK VE GRİPToz tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler. İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARIİki kaşık toz tarçın, bir tatlı kaşığı bal, ılık su içerisinde eritilip içilir. İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.KANSERJaponya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada, mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur. Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.KALP HASTALIKLARIBal ve tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelat yerine ekmek üzerine sür. Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur. Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır.Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.KISIRLIKEski Yunan ve Ayurvedikler Balı, yıllardır, erkeklerin spermalarını kuvvetlendirmek için kullanmışlardır.Eğer kudretsiz bir erkek düzenli olarak uyumadan önce 2 kaşık bal yerse problemleri çözülecektir.Çin, Japon ve Uzakdoğu ülkelerinde, gebe kalamayan ve uterusunu kuvvetlendirmek isteyen kadınlar asırlardır toz Tarçın kullanmaktadırlarGebe kalamayan kadınlar bir tutam toz Tarçın ve yarım tatlı kaşığı balı gün boyunca bir bir sakız üzerine koyup çiğnediklerinde tükürükle karışarak yavaş yavaş emilerek etkili olmaktadır.KOLESTEROLİki kaşık bal, üç tatlı kaşığı toz tarçın,450 gr. demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir. Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları i,çin uygulanabilir.Adı geçen dergideki bilgilere göre günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.
MİDE AĞRILARIBal ve tarçın kürlerinin, mide ağrıları için olduğu kadar mide ülserleri için de yararlı olduğu saptanmıştır.GAZHindistan ve Japonya’da yapılan araştırmalar Bal ve Tarçının midedeki gazı giderdiğini göstermiştir.SAÇ DÖKÜLMESİSaçı dökülenlerle tepesi açılanlar sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal, bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilavesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra yıkanır.5 dakikalık bir uygulama dahi etkili olabilir.SİVİLCELER VE DERİ3 kısım bal, 1 kısım Tarçın ile bir krem yapılır. Bu krem uykudan önce sivilceler üzerine sürülür. Sabahleyin ılık su ile yıkanır.Eğer 2 hafta süreyle her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden çıkarır.Egzama, mantar ve diğer deri enfeksiyonlarında eşit miktardaki Bal ve Tarçın karışımı uygulanır.SOĞUK ALGINLIĞIBir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz tarçın günde üç defa yenir.Bu uygulama birçok kronik öksürük, soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.YAŞLILIKBal ve tarçınla hazırlanan çay, düzenli alındığında yaşlılık harabiyetini önler.4 kaşık bal,1 kaşık toz Tarçın, 3 bardak su içerisinde kaynatılarak bir içecek hazırlanır. Günde 3-4 defa ¼ bardak miktarında içilir. Deriyi diri, taze ve yumuşak tutar, yıpranmasını durdurur.YORGUNLUKAraştırmayı yapan Dr.Milton, bir bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının her gün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tespit etmiştir.ZAYIFLAMABir bardak su içerisine eşit miktarda bal ve tarçın konup kaynatılır. Her gün kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına ve yatmadan önce içilir.Düzenli uygulanırsa kilo verilir.Ayrıca bu karışım düzenli olarak içildiğinde, yüksek kalorili diyet alınsa bile, vücutta yağın birikmesine engel olur.
Bal ve Tarçın karışımı birçok hastalığa iyi gelmektedir. Eski Yunan tıbbında olduğu kadar Ayurvedik tıpta da Bal, asırlarca hayati ilaç olarak kullanılmıştır. Bugünün bilim adamları birçok hastalıkların tedavisinde Balı çok etkili bir ilaç olarak kabul etmişlerdir. Bal her türlü hastalıkta herhangi bir yan etkiye sebep olmaksızın kullanılabilmektedir. Bugünün tıp ilmi, balın tatlı olmasına karşın doğru dozlarda alındığında şeker hastaları için tehlikeli olmadığını kabul etmektedir. Kanada da yayımlanan ünlü Weekly World News dergisinin 17 Ocak 1995 tarihli sayısında batılı araştırmacılar tarafından bal ve tarçınla tedavi edilen hastalıkların listesini yayınlamıştır.
ARTRİTBir kısım Balı 2 kısım ılık su içerisine koyup üzerine bir çay kaşığı toz Tarçın ilave ederek bir krem elde edilir. Bununla vücudun ağrıyan yerlerine masaj yapılır. 1-2 dakika içerisinde ağrının azaldığını göreceksiniz.Artritli hastalar, bir bardak sıcak su içerisinde 2 kaşık Bal ve bir çay kaşığı toz Tarçını eritip sabah, akşam alabilirler. Eğer düzenli olarak alırlarsa Kronik Artriti olan hastalar bile tedavi olabilirler.Kopenhag Üniversitesinde yapılan bir araştırmada; kahvaltıdan önce bir yemek kaşığı bal ve ½ çay kaşığı toz tarçını alan 200 hastadan 73 ü bir hafta içerisinde şifa bulmuşlar, geri kalan yürüyemeyen ve hareket edemeyen hastalar da bir ay içerisinde şifa bulmuşlardır.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİHer gün kullanılan bal ve tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virüs saldırılarına karşı korur.Araştırmacılara göre bal, birçok vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir. Balın düzenli kullanılması, akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve virüslerle savaşan, korpuskülleri de kuvvetlendirir.DİŞ AĞRISIBir kaşık toz tarçın ve 5 tatlı kaşığı bal karışımı ağrıyan dişe tatbik edilir. Ağrı kesilene kadar günde üç defa tatbik edilir.HAZIMSIZLIK VE GRİPToz tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler. İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARIİki kaşık toz tarçın, bir tatlı kaşığı bal, ılık su içerisinde eritilip içilir. İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.KANSERJaponya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada, mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur. Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.KALP HASTALIKLARIBal ve tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelat yerine ekmek üzerine sür. Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur. Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır.Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.KISIRLIKEski Yunan ve Ayurvedikler Balı, yıllardır, erkeklerin spermalarını kuvvetlendirmek için kullanmışlardır.Eğer kudretsiz bir erkek düzenli olarak uyumadan önce 2 kaşık bal yerse problemleri çözülecektir.Çin, Japon ve Uzakdoğu ülkelerinde, gebe kalamayan ve uterusunu kuvvetlendirmek isteyen kadınlar asırlardır toz Tarçın kullanmaktadırlarGebe kalamayan kadınlar bir tutam toz Tarçın ve yarım tatlı kaşığı balı gün boyunca bir bir sakız üzerine koyup çiğnediklerinde tükürükle karışarak yavaş yavaş emilerek etkili olmaktadır.KOLESTEROLİki kaşık bal, üç tatlı kaşığı toz tarçın,450 gr. demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir. Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları i,çin uygulanabilir.Adı geçen dergideki bilgilere göre günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.
MİDE AĞRILARIBal ve tarçın kürlerinin, mide ağrıları için olduğu kadar mide ülserleri için de yararlı olduğu saptanmıştır.GAZHindistan ve Japonya’da yapılan araştırmalar Bal ve Tarçının midedeki gazı giderdiğini göstermiştir.SAÇ DÖKÜLMESİSaçı dökülenlerle tepesi açılanlar sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal, bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilavesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra yıkanır.5 dakikalık bir uygulama dahi etkili olabilir.SİVİLCELER VE DERİ3 kısım bal, 1 kısım Tarçın ile bir krem yapılır. Bu krem uykudan önce sivilceler üzerine sürülür. Sabahleyin ılık su ile yıkanır.Eğer 2 hafta süreyle her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden çıkarır.Egzama, mantar ve diğer deri enfeksiyonlarında eşit miktardaki Bal ve Tarçın karışımı uygulanır.SOĞUK ALGINLIĞIBir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz tarçın günde üç defa yenir.Bu uygulama birçok kronik öksürük, soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.YAŞLILIKBal ve tarçınla hazırlanan çay, düzenli alındığında yaşlılık harabiyetini önler.4 kaşık bal,1 kaşık toz Tarçın, 3 bardak su içerisinde kaynatılarak bir içecek hazırlanır. Günde 3-4 defa ¼ bardak miktarında içilir. Deriyi diri, taze ve yumuşak tutar, yıpranmasını durdurur.YORGUNLUKAraştırmayı yapan Dr.Milton, bir bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının her gün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tespit etmiştir.ZAYIFLAMABir bardak su içerisine eşit miktarda bal ve tarçın konup kaynatılır. Her gün kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına ve yatmadan önce içilir.Düzenli uygulanırsa kilo verilir.Ayrıca bu karışım düzenli olarak içildiğinde, yüksek kalorili diyet alınsa bile, vücutta yağın birikmesine engel olur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)