Bumerang - Yazarkafe

2 Mart 2015 Pazartesi

BİZ İNSANIZ

BİZ İNSANIZ

SEVGİLİ DOSTLAR
BU SAYFALARDA
 GÖNLÜMDEN GEÇENLERİ, TÜM GERÇEKLİĞİYLE YAZACAĞIM.
 SİZE SESLENİYORUM SEVGİLİ BLOG DOSTLARIM
 TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZA VE BÜTÜN DÜNYADAKİ KARDEŞLERİMİZE  SESLENİYORUM…      
 Biz kimiz. 
Herşeyden önce Allah-u tealanın yarattığı bir insanız. 
Bu topraklarda doğduk. Büyüdük. Dedelerimiz gibi birgün bu toprakların koynunda bir yer bulacağız.
Burası bizim vatanımız.        
Allah-u Teala evrendeki her şeyi insanın emrine verdi. 
Kendisi için ise insanı yarattı. 
İnsan denince akla akıl gelir. 
İşte bu akıl sebebiyle bizden öncekiler çok rahat etmiştir. 
Bizim de huzur içinde yaşamamız, akıllı olmamıza bağlıdır.        Yeryüzünde yaşayan hemcinslerimize genel olarak insan diyoruz. 
Bir iyi kişiden bahsederken: “-O insan” diyoruz. 
Demek ki önce insan olmak gerekiyor. 
Bazı kuşlar da bizim gibi konuşurlar. 
Fakat adı üstünde kuş beyinlidirler. 
Öyleyse bizler insan gibi insan olmalıyız. 
Aman ha! Kuş beyinli olmamak lazımdır.  
      Hepimizin ayrı, ayrı mesleği var. Mesleklerimizin gereğini yapalım.
Yargının, askerin, polisin, jandarmanın görevini onlara bırakalım. Türkiye kanun devletidir.
 Kanunlara saygı gösterelim. Bu vatan topraklarında gül gibi yaşayalım. 
Uzak yakın tüm komşularımızla kucaklaşalım. 
Şairin dediği gibi:”-ORDA BİR KÖY VAR ÇOK UZAKTA. GİTMESEKTE, GÖRMESEKTE. O KÖY BİZİM KÖYÜMÜZDÜR.”       
Bu devlet en uzak köylere bile sağlık hizmetlerini götürüyor. Oradaki insanlarımız öğrensinler diye, öğretmen ve imam tayin ediyor. Jandarmamız, polisimiz o uzak köydeki asayişi sağlamak için görev başındadır.
Anlaşmazlıkları çözecek mahkemelerimiz var. Hakimlerimiz var. Ne mutlu bize, değil mi?       
Bu topraklar bize ulu önder ve onun silah arkadaşlarından armağan kaldı. 
İnsanı ençok sevindiren birinden hediye almasıdır. 
Dedelerimiz canları bahasına bize bu toprakları bıraktı. 
Biz de canımızı ortaya koyarak, bu yurdu koruyoruz.         
Her karışı için savaş verilmiş bu topraklarda yaşıyoruz. Kimimiz esnaf, bazılarımız işçi, memur, subay, asker, polis, köylü, çiftçi, hatta emekli benim gibi.. Oy verme zamanında bizden tercih bekleyen siyasetçilerimizin yaptığı da bir meslektir. 
Demokrasi ile yönetiliyoruz. Seçim zamanında verdiğimiz reylerle, bizi yönetenleri seçiyoruz.
 İyi yönetemezlerse bir daha seçmiyoruz.         
Şimdi Anadolu toprağında yaşıyoruz. 
Binlerce yıl önce Ortaasya’dan geldik. 
O zamandan beri hangi dinden, 
hangi kökenden olursa olsun; bütün komşularımızla kardeşçe yaşıyoruz. Yaşayacağız da..       
 Bu yazıyı yazarken aklıma geliverdi. 
Anadolu Fatihi Alparslan,İstanbul fatihi Fatih Sultan Mehmet, Mevlana, Yunus Emre ve daha başkaları ben Türk’üm demedi. 
Hatta Hazreti Mevlana meşhur Mesnevisini FARSÇA yazdı. 
Yükselme devrinin Büyük Sadrazamı Sokollu Mehmet Paşa, Onun eserleri ile iftihar ettiğimiz Mimar Sinan, Milli Takım ve Fenerbahçenin Efsane futbolcusu LEFTER, Mehmet Aurelio,daha başkaları ben Türk değilim demedi. Hepsi bu bayrak için mücadele verdiler. Onlar bizim gönüllerimizin sultanı oldular. Önemli olan hangi meslekten olursak olalım. Onun hakkını vermektir.  
Alman Milli Takımında top koşturan Mesut Özil’de “-Ben Türk değilim, Alman’ım” demiyor. 
Bulunduğu ülkenin başarısı için ter döküyor. Bu cabalaması onu yükseltiyor. Çünki görevini layıkıyla yapıyor.      
Bu yazıyı okuyanlara sesleniyorum. Hepimiz mesleğimizi dürüstçe yapalım. Bu vatan huzur içinde yükselecektir. Aramızda aldanıp, söz dinlemeyenler olacaktır. Onlara gereken cevabı Devlet’in gücü verecektir. 
Tekrar söylüyorum. Biz kimiz. Bizler Allah-u tealanın yarattığı en şerefli mahluğuz. Biz İNSAN’ız….

Hiç yorum yok: